Çizginin Ardında: Ece Dalkıran’ın Fraktal Hafızası ve Figürün Dönüşümü
1979, Ankara – İstanbul
Ece Dalkıran’ın sanat yolculuğu, çizgi, boşluk ve figür arasındaki sınırları aşan bir içsel araştırmadır. Onun için sanat, temsilden çok, varlıkla yokluk arasında süregelen bir sorudur. Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nden 1999’da mezun olduktan sonra, çizgiye biçimsel değil varoluşsal bir anlam yüklemeye başladı. Erenköy’deki atölyesinde, sessizlikle şekillenen bu arayış, fraktal geometriyle tanışmasıyla yeni bir boyut kazandı. Doğanın kendi tekrar düzeni —bir ağacın dallanışıyla insan damar sisteminin ritmi— onun figür anlayışını dönüştü.
Artık çizgi bir sınır değil, oluşun sonsuz devinimiydi.
Eserlerinde figür çözülür, yeniden kurulur; boşluklar varlığı yankılar. Yağlıboya ile kazınmış çizgiler, figürü tanımlamaktan çok var eder. İzleyici yalnızca gören değil, dönüşüme tanıklık eden bir özneye dönüşür. Dalkıran’ın sanatı bu yönüyle bir görsel metafiziktir: beden bir kimlik değil, kolektif bir bilinç halidir. Her çizgi bir oluşun, her tablo bir romanın devam eden cümlesidir — sonsuz tekrarların ve keşiflerin ritminde yazılmaya devam eden bir roman.